Bu da 29 Ekim yazısı sayılsın
Bugün 29 Ekim; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 96’ıncı yıldönümü. Biz de bu vesileyle bir çaresizlik beyanı, bir havlu atma itirafnamesi hazırlamayı düşündük… Konu şu: Türkiye’de, yaşları ve
Bugün 29 Ekim; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 96’ıncı yıldönümü. Biz de bu vesileyle bir çaresizlik beyanı, bir havlu atma itirafnamesi hazırlamayı düşündük… Konu şu: Türkiye’de, yaşları ve
Kuraldır. Felaket her zaman başka felaketler doğurur. Karanlığın daha kötüsü, kötülüğün daha katıksızı, çukurun daha derini her zaman vardır. Her yeni adım uçuruma doğru atılır. ***
Türkiye, Saray Rejimi tarafından yeni ve sonuçları çok acı olacak bir uçuruma doğru sürüklenmektedir. Şimdiye kadar Suriye savaşında kışkırtıcı roller üstlenen, cihatçı çetelere destek olan ve
Marmara bölgesi ve İstanbul’u etkileyecek şiddetli bir depremin zamanını bilmesek de olacağını biliyoruz. Bu, bilim insanlarının uzun zamandır vurguladığı bir gerçek. Önceki deneyimlerimizden biliyoruz ki, depremin
31 Mart – 23 Haziran’dan sonra Saray Rejimi açısından hayli sıkıntılı bir döneme girildiği artık malum. Bu sıkıntıların kendiliğinden büyümesinin ve Saray Rejimi’ni bir yıkılışa sürüklemesinin
Geçenlerde gündeme geldi: Türkücü Mahmut Tuncer “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Halay ise her yere” demiş… Mantığa başvurarak bir noktadan başka bir noktaya gelmeye
Ülke genelinde siyasetin görece durgunlaştığı yaz aylarını geride bıraktık. Gerçi Türkiye gibi bir ülkede “durgunlaşma” konusundaki beklentileri yüksek tutmak mümkün değil; hem içeride hem de dışarıda
Dünya ölçeğinde yaşadığımız dönemin tuhaflıkları, özellikle siyasal tartışmalarda öne çıkan düzeysizlikleri, insana pes dedirten saçmalıkları ve olumsuz başka özellikleri söz konusu olduğunda yanıtlanması gereken kritik soru
Marx’ın kullandığı terim ve sözcüklere değer verenler için hatırlatalım: 1850’li yıllarda Marx, New York’ta yayınlanan Tribune gazetesine Avrupa’daki siyasal gelişmelerle ilgili yazılar göndermiştir (özellikle Kırım Savaşıyla
Haftaya damgasını vuran en önemli siyasal gelişme, üç ilin seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasıydı. Rejimin bu adımını kendi başına yorumlayıp bir yere oturmak mümkün olsa
TÜM EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNE ÇAĞRIMIZDIR Kuruluşunun ve iktidarının 17. yılını geride bırakan AKP’nin tek adam yönetimi, son yerel seçim yenilgisini ve baş aşağı gidişini bir
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyeleri eşbaşkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, faşist bir uygulama olmanın yanı sıra, Saray Rejimi’nin yakın gelecekteki olası siyasi hamlelerinin işaretlerini