Bir fotoğrafın hikâyesi…
AKP/Saray iktidarı son Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile ilgili olarak “Meclis artık daha güçlü” olacak diyordu… 27. Dönem TBMM bu açıdan bir ilk deneyim
AKP/Saray iktidarı son Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile ilgili olarak “Meclis artık daha güçlü” olacak diyordu… 27. Dönem TBMM bu açıdan bir ilk deneyim
Eski bir olaymış, ama biz yeni öğrendik. Edward Said 1979 yılında “Orta Doğu’da Barış” konulu bir konferansa katılmak üzere Sartre ve Simone de Beauvoir’dan davet almış.
Türkiye, 2002 Kasım’ından bu yana tarihinin bambaşka bir dönemini yaşıyor. Şimdiye kadar iktidar olmuş hiçbir gerici, sağcı hükümetle kıyaslanamayacak ölçüde kapsamlı bir dönüşümün yaşandığı bu 17
Kendini solda konumlandıran her çevre AKP iktidarının teorik-tarihsel geri planı konusunda bir şeyler söyleme gereğini duyuyor. Kimi çevrelere göre AKP iktidarı ülkenin yüz yıllık tarihine sürekli
“Suyuna gitme” deyimi Türk Dil Kurumu tarafından şöyle tanımlanır: “Birini kızdırmayacak veya ürkütmeyecek biçimde uysalca davranmak, alışkanlıklarına, isteklerine uygun davranışlarda bulunmak…” Bu deyimden hareketle Türkiye’deki sosyalistlere
Bugün 29 Ekim; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 96’ıncı yıldönümü. Biz de bu vesileyle bir çaresizlik beyanı, bir havlu atma itirafnamesi hazırlamayı düşündük… Konu şu: Türkiye’de, yaşları ve
Kuraldır. Felaket her zaman başka felaketler doğurur. Karanlığın daha kötüsü, kötülüğün daha katıksızı, çukurun daha derini her zaman vardır. Her yeni adım uçuruma doğru atılır. ***
31 Mart – 23 Haziran’dan sonra Saray Rejimi açısından hayli sıkıntılı bir döneme girildiği artık malum. Bu sıkıntıların kendiliğinden büyümesinin ve Saray Rejimi’ni bir yıkılışa sürüklemesinin
Geçenlerde gündeme geldi: Türkücü Mahmut Tuncer “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Halay ise her yere” demiş… Mantığa başvurarak bir noktadan başka bir noktaya gelmeye
Ülke genelinde siyasetin görece durgunlaştığı yaz aylarını geride bıraktık. Gerçi Türkiye gibi bir ülkede “durgunlaşma” konusundaki beklentileri yüksek tutmak mümkün değil; hem içeride hem de dışarıda
Dünya ölçeğinde yaşadığımız dönemin tuhaflıkları, özellikle siyasal tartışmalarda öne çıkan düzeysizlikleri, insana pes dedirten saçmalıkları ve olumsuz başka özellikleri söz konusu olduğunda yanıtlanması gereken kritik soru
Marx’ın kullandığı terim ve sözcüklere değer verenler için hatırlatalım: 1850’li yıllarda Marx, New York’ta yayınlanan Tribune gazetesine Avrupa’daki siyasal gelişmelerle ilgili yazılar göndermiştir (özellikle Kırım Savaşıyla