AKP ve MHP iktidarı ömrünü uzatmak, kaybettiği meşruiyetini şiddetle tesis etmek için yeniden savaş politikalarına sarılmaya başlamıştır. Taksim’de sivillere yönelik gerçekleştirilen ve iktidar tarafından karartılmaya çalışılan vahşi saldırı gerekçe gösterilerek dün gece Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok sivil yerleşim bölgesine yönelik gerçekleştirilen hava saldırısı, Türkiye halklarının değil iktidarın beka saldırılarıdır. Sıkıştığı, siyaseten iflas ettiği ve yönetemediği her dönemde Türkiye halklarına, emekçilerine, ezilenlerine yönelik şiddet yöntemlerine sarılan AKP-MHP iktidarı, aynı yıkıcı politikaları bölge halklarına da dayatmaktadır. Türkiye halkları ve emekçileri on yıllardır iktidarın Suriye başta olmak üzere bölgede yürüttüğü bu saldırgan politikasının ağır faturasını ödemektedir. Yiten canlar bu ülkenin çocuklarıdır, ülkenin ekonomisi talan edilmektedir, faşizan ve despotik yönetim sorgulanamaz hale getirilmek istenmektedir. Derinleşen yoksulluk, işsizlik, geleceksizlik bu tür savaş dayatmalarıyla ülkenin kaderi haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Dün gece gerçekleştirilen saldırı aynı zamanda uluslararası küresel ve bölgesel emperyal güçlerin onayı ve oluru ile gerçekleştirilmiştir. Bu savaş iktidarın ömrünü uzatma, iktidarını sürdürme saldırılarıdır; hiçbir meşruiyeti yoktur, Kürt sorunu başta olmak üzere bölgesel sorunları daha da derinleştirmektedir. Kürt halkının bölgede kendini yönetme hakkını, bölge halklarının demokratik bir düzen kurma mücadelesini savunuyor ve bu saldırgan politikaları reddediyoruz.
Daha önce defalarca deneyimlendiği üzere iktidarın Suriye politikası, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları IŞİD başta olmak üzere El Nusra ve benzeri örgütleri palazlandırmış ve Türkiye başta olmak üzere bölge halklarının geleceğini tehdit eder noktaya taşımıştır. Çeteler arası güç savaşlarına sahne olan Afrin bunun en açık örneğidir. Bütün karartma girişimlerine, gerçeği örtbas etme çabalarına rağmen ortaya çıkan ilk işaretler Taksim saldırısının da bu güçler tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir.
Emek ve Özgürlük İttifakı olarak her türlü savaş politikasının karşısında durmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle bütün halkımızı, emekçileri, kadınları, gençleri, ulusal ve uluslararası demokratik çevreleri, savaş karşıtlarını ve duyarlı kesimleri bu tür politikalar karşısında durmaya, iktidarın savaşla ömrünü uzatma politikalarına itiraz etmeye çağırıyoruz.
Emek ve Özgürlük İttifakı
20 Kasım 2022