Yapı Kredi Sözümüz Sana, Hayatlarımız Kârlarınızdan Değerlidir! Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz!

Yapı Kredi Teknoloji çalışanı Efe Demir arkadaşımız iş cinayetinde hayatını kaybetti. Öncelikle yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Efe Demir işyerinde yaşadığı mobbing ve uzun çalışma saatlerine dayanamayıp, depremzedelere ilişkin uygulamalarda yalnızca kazanılacak pazar payının hesaba katılmasını hazmedemeyip intihar etti. Arkadaşımızın intiharından önce şirket yöneticilerine attığı mail, çalışma ortamında yaşadığı zorlukları ve zulmü tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.

Efe Demir mailinde bankanın depremzede müşterilerinin kredi ötelemelerinin yapılmadığını, yapılan hamlelerin ise tamamının ticari ve stratejik hamlelerden ibaret olduğunu, başka bankalarla rekabete dayandığını anlatıyor. Bankada çalışmanın amacı artık sadece liyakatsiz yöneticileri memnun etmekten ibaret kalmış, emekleri göz ardı edilerek çalışanlar yalnızlaştırılmış ve seçeneksiz kılınmıştır. Efe Demir arkadaşımız sabahlara varan çalışma süreleri ile banka emekçilerinin hayatlarından taviz vermek zorunda bırakıldığını tüm çıplaklığıyla anlatıyor mailinde.

Bankacılık sektörü yıllardan beri gelen “esnek” çalışma saatleri, yoğun iş yükü, ağır mobbing ve baskı altında çalışma koşullarını iyileştirme konusunda bir adım dahi atamamışken, özellikle pandemi döneminde yaygınlaşan evden çalışma modeli ile birlikte bu durumu fırsata çevirmekte öncü olmuştur. Her yıl bankaların artan kâr oranlarına karşılık emekçilerin payına krizlerin bedelini ödemek, daha uzun çalışma saatleri, sürekli artan ve ulaşılması imkânsız hale gelen hedefler ve psikolojik baskı düşmüştür. Kâr elde etme uğruna çalışanlar değersizleştirilmiş, liyakatsiz yöneticilerce kendilerine kapıda bekleyen binlerce işsiz hatırlatılmış, emekçiler seçeneksiz bırakılmaya çalışılmıştır. Yoğun çalışma temposu ile ekrana bakma süreleri artan emekçilerin sosyal hayatları yok olmaya başlamış ve ruhsal iyilik hallerini korumaları adeta imkânsız hale getirilmiştir.  

ARTIK ZAMAN ‘KRAL ÇIPLAK’ DİYEBİLME ZAMANIDIR! 

Efe Demir’in öyküsü binlerce banka emekçisinin öyküsüdür. Örgütsüzlüğe, sessizliğe, korkuya, baskıya mahkûm bırakılmış, yalnızlaştırılmış tüm banka emekçilerinin öyküsüdür. Artık zaman kral çıplak diyebilme zamanıdır. Bir yanda işveren sendikaları bir yanda gözünü kâr hırsı bürümüş patronlar arasında sömürülen banka emekçilerinin hayatlarına, ruh ve fiziksek sağlığının bozulmasına, sosyal hayatlarının yok olmasına mal olan bu düzen sona ermelidir. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Biliyoruz ki bizi ancak dayanışma ve örgütlenme kurtarır!

Efe Demir’in sözleriyle bitiriyoruz 

‘’Kral çıplak demenin suç addedildiği bir ülkede ben en azından kurumum açısından kral çıplak diyorum.‘’  

TALEPLERİMİZ:

* Efe Demir cinayetinin ardındaki sorumlular tespit edilmeli ve yargılanmalıdır.  

* “Esnek” çalışma sürelerinin önüne geçilmelidir. Çalışanlara mesai ve dinlenme süreleri dışında erişilmeme hakkı, “bağlantıyı kesme hakkı” tanınmalıdır. Bu hak bir işyerinde Toplu İş Sözleşmesi ile tanınmış ise kapsam içi ve kapsam dışı fark etmeksizin tüm emekçiler için uygulanmalıdır.

* Emekçilerin psiko-sosyal risklere karşı ruhsal iyilik halini korumak üzere gereken psikolojik destek verilmeli veyahut alabilmesinin imkanları sağlanmalıdır.

* Mobbing ve fiziksek-psikolojik her türlü şiddete karşı davacı olmanın koşulları kolaylaştırılmalı ve işçilerin denetiminde psikolojik destek komisyonları kurulmalıdır.

Paylaş: