Bugün ülkemiz, içeride ve dışarıda savaş politikaları yürüten bir Saray Rejimi altındadır.
Dışarıda, Doğu Akdeniz’de enerji arayışı ve yayılmacı politikalar sonucunda iki komşu ülke Türkiye ile Yunanistan arasında gerilim artmakta, iki ülkenin iktidarları halkın çıkarlarını gözetmek ve sorunları masa başında çözmek yerine, sıcak çatışma riskini göze alıp karşılıklı olarak birbirlerine meydan okumaktadır. Ülke içindeki kutuplaştırıcı siyaset dış politik maceralarla desteklenmeye çalışıldıkça sorunlar iki ülkeyle sınırlı kalmamakta, Mısır, Libya, Fransa ve daha pek çok ülke gerilim siyasetinden beslenen denkleme dahil olmaktadır.
Yayılmacı politikalarını milliyetçi duygularla süsleyerek emekçilere dayatmaya çalışan AKP ve Yeni Demokrasi iktidarları Doğu Akdeniz’deki askeri sevkiyatlarını derhal durdurmalı, yaşanan anlaşmazlıkları diplomatik yollarla çözmeli ve bir an önce barış ortamını sağlamalıdır.
Dış politikadaki militarizm ve yayılmacılık anlayışı içeride de, Kürt sorunu başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili sorunları, kadınların uğradığı kıyımı ve ayrımcılığı, emekçilerin yaşadıkları sorunları da aynı şiddetçi yaklaşımla yok saymayı hedeflemektedir. İktidarın ayrıcalıklı saraylarında planlanan ve emekçi halkları birbirine düşman eden uygulamalar derhal son bulmalıdır.
Geçmişinde savaşlar, kayıplar ve acılar olan Doğu Akdeniz, Ege ve Ortadoğu halklarının gündeminde savaş yok. Bugün bu coğrafyaların emekçileri yoksulluk, işsizlik ve güvencesizliğin pençesinde. Onların gündeminde yalnızca iş, ekmek, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam var.
Savaş naraları atan iktidarlara ve onların şovenist destekçilerine karşı her zaman halkların kardeşliğini ve barışı savunacağız.
“Kardeşler, barış içinde ancak
derin derin soluk alır evren.
tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini.
Kardeşler, uzatın ellerinizi
Barış budur işte”
Yannis Riços
Türkiye İşçi Partisi
01.09.2020