Çocuğun birey olarak görülmediği, haklarının tanınmadığı bir coğrafyada “Çocuk Bayramı” kutlamanın çelişkisini yaşıyoruz. Resmi verilere göre ülkemizde çocukların iş gücüne katılım oranı %22,1 (TÜİK Hane Halkı İşgücü Araştırması 2023) yani her 5 emekçiden 1’i “çocuk” ve son 11 yılda en az 671 “çocuk emekçi” iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi (İSİG Meclisi Çocuk İş Cinayetleri Raporu 2024). Oyun oynaması, hayal kurması, okula gitmesi, tatil yapması gereken çocukların, ailelerinin geçim derdini yüklendiklerini biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Bu ülkenin çocukları, bizim çocuklarımız; bir inşatta üşüyen ellerini ısıtırken, bir kâğıt arabasını küçük bedeniyle çekerken ya da evinden uzakta mevsimlik işçi olarak gittiği bir tarlada okul arkadaşlarını düşünürken bayram ne kadar coşkulu kutlanabilir. Bu kirli düzenin savunucuları için çocukların sömürülmesinde ya da ihmal edilmesinde hiçbir sorun olmayabilir; zira sömürdükleri emeğin hangi yaşta olduğunun elde ettikleri kazancın yanında en ufak bir önemi yoktur. Elbette bu düzenin eninde sonunda değişeceğini ve çocuklarımıza yaşamın bayram olacağını biliyoruz.
Tüm çocuklarımızın eşit koşullarda barınma, eğitim ve sağlık haklarına sahip olduğu, özgür ve mutlu bireyler olarak varlıklarını sürdürebildikleri bir yaşam yaratana kadar 23 Nisanları boğazımız düğümlenerek kutlamaya devam edeceğiz.
Amacımız elbette çocuklarımızın bu güzel bayramı kutlamasına gölge düşürmek değil. En doğal hakları bu adaletsiz düzende gasp edilen çocuklarımızın tüm haklarını onlara geri sağlayana kadar mücadeleyi görev edindiğimizi hatırlatmak isteriz. 23 Nisanlar çocuklara gerçek bir bayram olana kadar, çocuklar için yaşanır bir ülke yaratana kadar mücadele edeceğiz.
TİP Çocuk Hakları Komisyonu