31 Mart yerel seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlar her türlü kamu kaynağını, tüm devlet olanaklarını, medyayı, yargıyı kendi adayları lehine seferber etmesine rağmen Tayyip Erdoğan ve AKP’nin başını çektiği Saray Rejimi için sonun başlangıcıdır.
Adına “Cumhur İttifakı” denilen gerici-faşist blokun, en önemli şehirlerin de içinde olduğu birçok kent ve bölgede kaybettiği gerçeği, her türlü manipülasyon ve seçim hilesiyle dahi değiştirilememiştir.
Seçimler, Saray Rejimi bakımından yıkıcı sonuçlara gebedir.
Rejimin Cumhuriyet, laiklik, demokrasi, özgürlük, halkların kardeşçe bir arada yaşaması gibi değerlere saldırmasına duyulan tepki ile ekonomik yıkımın emekçilerde yarattığı öfkenin ayrılmaz şekilde iç içe geçmiş olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar, laiklikle özgürlüğün, emekle kardeşliğin devrimci bir şekilde buluşabileceğinin, Türkiye’nin yeni geleceğinin bu birliktelikle kurulabileceğinin işaretlerini vermektedir.
Saray Rejimi bu tablodan bir kez daha faşizmi sivrilterek çıkmayı deneyebilir. Ancak bu deneme de, gerek “bekâ sorunu” tezinin toplumsal karşılığının sınırlı olduğunun görülmesinden, gerekse bu yolda ilerlemenin rejim aktörleri arasındaki çatallanmayı derinleştirebileceği gerçeğinden ötürü kısa-orta vadede yenilgiye mahkumdur.
Kırılgan ekonomik ve siyasi yapı ulusal ve uluslararası sermayeye istikrar vaat etmemektedir. Sermaye için yeni siyasi aktör arayışının başlaması şaşırtıcı olmayacaktır.
Rejimin iki temel siyasi aktörü AKP ile MHP arasında, dahası AKP içerisinde ortaya çıkabilecek çatlaklar için zemin oluşmuştur. MHP, tek tek illerde AKP ile girdiği tüm yarışlardan üstün çıkmıştır. AKP’deki gerileme ise açıktır.
Türkiye İşçi Partisi olarak, yerel seçimlerde AKP-MHP faşist-gerici blokunun geriletilmesi tavrımız bakımından 1 Nisan 2019 itibariyle görev tamamlanmış değildir. Rejimin sonuçları kabullenmek istemeyeceği, yeni kirli yöntemlere başvurabileceği görülmektedir. Dahası, kayyum atanan iller başta olmak üzere doğrudan AKP tarafından oy hırsızlıkları yapıldığı ve seçim sonuçlarına müdahale edildiği görülmektedir.
AKP-MHP blokunu uyarıyoruz; gasp etmeye çalıştığınız kentlerimizden elinizi çekin!
Bir dizi yerellikte partimizin de destek verdiği sol ittifakın adayları başarılı sonuçlar almıştır.
Türkiye’nin büyük kentlerinde AKP-MHP blokunun yenilgiye uğraması ve HDP’nin pek çok kayyum atanan belediyeyi halk adına geri alması bu seçimlerin önemli kazanımlarındandır. Ayrıca, Dersim’de M. Fatih Maçoğlu önemli bir başarı elde etmiştir. Solu ve sosyalizmi temsil edeceğini beyan eden, halkçı yerel yönetim anlayışı ile seçimleri kazanan tüm belediye başkanlarını kutluyor, kendileriyle dayanışma içinde olacağımızı ilan ediyoruz.
Partimizin Ardahan-Damal’daki bağımsız adayı seçimleri kazanamamış ancak bölgede bir ayı aşkın süredir devam eden çalışma Damal çevresindeki il ve ilçelerde de sosyalizmin örgütlenmesi için büyük olanaklar yaratmıştır. Partimizin yerel seçim sürecinde özel olarak yoğunlaştığı muhtarlık seçimleri açısından da önemli veriler ortaya çıkmıştır. Birçok yerde halkçı-solcu muhtar adayları için yapılan çalışmalarda da halkın örgütlenmesi bakımından önemli mevziler kazanılmıştır.
Türkiye İşçi Partisi, Saray Rejimi’ne karşı mücadelesini aynı kararlılıkla devam ettirecektir.
Türkiye Saray rejiminin karanlığından kurtulacaktır.
Türkiye’yi bu karanlıktan çıkartacak tek güç, emekçi halkın birleşik mücadelesidir.
31 Mart seçim sonuçları bu gerçeği bir kez daha açığa çıkarmıştır.
Türkiye İşçi Partisi, ülkemizin içine gireceği yeni döneme sosyalizmin damga vurması için emekçilerin örgütlenmesi gereğini başa yazmaktadır.
Saray’ın yıkıntılarından yeni bir ülke kuracak olan işçi sınıfının gücünü göstermek için ilk adım 1 Mayıs olacaktır.
Türkiye İşçi Partisi