İŞÇİ OKULU BAŞLADI!

İşçi Okulu’nun ilk oturumunu gerçekleştirdik

1. İşçi Kurultayı’nda kararlaştırdığımız ve Türkiye’nin dört bir yanından emekçilerin katılımıyla, her ayın ilk pazar günü düzenlemeyi hedeflediğimiz İşçi Okulu’nun ilk oturumunu, 1 Aralık’ta çevrimiçi bağlantı yoluyla gerçekleştirdik.

Genel Başkanımız Erkan Baş’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, Bilim Kurulu Üyemiz Hakan Koçak ise işçi sınıfının güncel durumuna ilişkin verileri emekçilerle paylaştı. Sunumların ve konuşmaların ardından tüm Türkiye’de TİP il ve ilçe örgütlerinde buluşan emekçiler, yerel gündemlere ilişkin gündemleri konu ettikleri değerlendirme ve planlama toplantılarını sürdürdüler.

‘TÜRKİYE’NİN KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ’

İşçi Okulu’nun ilk oturumunun başlatan Genel Başkanımız, açılış konuşmasında şunları kaydetti:

“Her ayın ilk pazar günü Türkiye’nin değişik illerinde, ilçelerinde işçi arkadaşlarımızın bir araya gelmesini başarabilirsek, burada bir ekran etrafında bir araya gelen işçiler bir fikir etrafında bir araya gelirse, ortak eylemlilik geliştirebilirse, ortak örgütlenmeler geliştirebilirse Türkiye’nin kaderini değiştirebileceğimize inanıyoruz. Sonuçta partimizin varlık sebebi işçi sınıfının birliğini sağlamak, işçi sınıfının siyasal iktidarını sağlamak. Bunun belki minyatür bir örneğini aslında ayda bir kere, pazar günleri bir araya gelerek Türkiye’nin dört bir yanında sağlıyor olacağız.

‘ORTAKLIKLARIMIZ ÖNE ÇIKTIĞINDA, FARKLILIKLARIMIZ BİRLİĞİMİZİ KUVVETLENDİRECEK’

Bu ilk toplantı olduğu için hepimizin beklentileri, bakışı, hedefleri ortaklaşsın diye bir giriş yapayım. Bana göre en kritik şeylerden bir tanesi şu: Sokağa çıktığımızda, aslında biraz dikkatli baktığımızda memlekette herkesin aşağı yukarı aynı dertlerden mustarip olduğunu, aynı şeylere üzüldüğünü, aynı kaygıları yaşadığını gözlemliyoruz; fakat diğer taraftan aynı dertlerden mustarip olan, belki kurtuluşları da birlikte olan milyonlarca insan ortak bir duygu durumuna sahip değiller, kalpleri birlikte atmıyor, aynı şeyleri düşünmüyorlar. Çünkü yönetenler binlerce yıllık bir savaş taktiğini uyguluyorlar aslında. Bizim farklılıklarımızı belirginleştirerek, bizi birbirimize düşürerek kendi iktidarlarını sürdürmenin yolunu bulmuşlar. Beş bin yıllık bir savaş taktiğinden bahsediyorum, ‘böl-parçala-yönet’ dedikleri mesele. Aslında Türkiye’de emeğiyle, alın teriyle yaşayan insanların bu iktidar tarafından, bu azınlık iktidarı tarafından, bu patronluk iktidarı tarafından nasıl yönetildiğine baktığımızda, bu çok basit taktiğin devrede olduğunu görüyoruz.

Bizim bu toplantılarda yapmaya çalışacağımız şey şu: Türkiye’nin dört bir yanında, farklı iş kollarında çalışan, en basit haliyle söyleyeyim, Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si, kadını, erkeği, mavi yakalısı, beyaz yakalısı, gri yakalısı, pek çok insan farklılıklarını değil de ortaklıklarını buluşturmaya çalışsın. Çünkü inanıyoruz ki bizim aslında ortaklıklarımız çok daha fazla ve bu ortaklıklarımız öne çıktığında, farklılıklarımız ayırt edici olmak bir yana, aslında o ortaklığı besleyen zenginlikler haline gelecek. O farklılıklarımız bizim ayrılmamıza neden olmayacak, birliğimizi daha da kuvvetlendiren katkılar yapabilecek. Zaman geçtikçe, bu toplantılara katıldıkça bunu fark edeceğiz.”

İŞÇİ OKULU’NUN İKİNCİ OTURUMU 5 OCAK’TA

Genel Başkanımız Erkan Baş’ın, 27 Kasım’da düzenlediği haftalık basın toplantısında, “Belki dışarıdan bakıldığında son derece basit gibi görünebilecek, ama iddia ediyorum, Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir ilk adımı bu hafta sonu itibariyle hep birlikte atıyoruz” sözleriyle duyurduğu İşçi Okulu’nun bir sonraki oturumunu ise 5 ocak günü gerçekleştirmeyi kararlaştırdık.

Paylaş: