TEK BİR ÖLÜM DAHA İSTEMİYORUZ

Milli Savunma Bakanlığı, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde PKK tarafından alıkonulan 13 yurttaşımızın hayatlarını kaybettiğini duyurdu. Malatya Valiliği, kaçırılanlar arasında kimlikleri tespit edilen 10 kişinin asker, polis ve devlet görevlileri olduğunu paylaştı. Uluslararası basın kuruluşları ise hayatını kaybedenlerin arasında istihbarat görevlilerinin de olduğu yönünde haberler yaptı. Resmi makamlardan yapılan açıklamalarda, sınır ötesi operasyonda hayatını kaybeden insan sayısının söylenenden çok daha fazla olduğu da anlaşılmaktadır.

Bu toplu kıyımı lanetliyor, insan yaşamına kast eden her tür eylemi reddediyoruz. Türkiye İşçi Partisi olarak, tüm yaşamını yitirenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Bu operasyonla birlikte 40 yılı aşan savaşta yitirdiğimiz on binlerce insan arasına yenileri eklendi. Görevi çözüm bulmak olması gereken siyasi iktidar, son 40 yılda 400 defa tekrarlanmış intikam yeminlerini paylaştı. Oysa önce acının paylaşılması, sonra doğru bilginin aktarılması ve nihayet bu bitmeyen denklemden çıkış yolunun tartışılması gerekirdi.

Hükümet, süreci bir propaganda malzemesi olarak görmeye son verip, tüm ülkeyi ilgilendiren konularda kamuoyuna acilen açık ve şeffaf bilgi vermelidir: 

– Kaçırılan kişilerin bulunduğu bölgeye neden operasyon yapılmıştır? Bu operasyonun neden olabileceği kayıplar gözetilmiş midir?

– Esir olan güvenlik görevlileri için 6 yıldır hiçbir girişimde bulunulmuş mudur?

– Aileler ve aracı olabilecek kişilerle bu süreçte iletişim kurulmuş mudur?

– Sorunun diyalog  ve barışçıl yöntemlerle çözümü için tüm yollar tüketilmiş midir?

Türkiye İşçi Partisi olarak, tüm kesimlere, Kürt sorununa silahla çözüm bulunamayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Sorunlara siyasi, barışçıl bir yaklaşım geliştirmekten başka çıkış yolu yoktur. 

Siyaset sorunları çözmek için vardır. 6 milyon seçmenin oyunu almış yasal ve meşru bir partiyi kapatmaktan söz etmek, siyasi yolları kapatmaya çalışmak, halkı kin ve nefrete tahrik etmekten başka bir anlama gelmemektedir.

Hükümeti uyarıyoruz. İnsan yaşamına mal olan bu tür konuları işinize geldiği zaman, işinize gelen şekilde propaganda malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçin. Gerektiğinde “analar ağlamasın” diye oy toplayıp kırmızı bültenli kişiler ile görüşebiliyor, ardından Kürtçe şarkı söyleyen çobanı bile terörist ilan edebiliyorsunuz. Boğaziçili öğrencileri, LGBTİ+’ları, Somalı madencileri ve sizinle aynı düşünmeyen herkesi terörizmle itham ediyorsunuz. Askeri çözüme hayır diyenlere terörist destekçisi, iltisaklı vb. diyerek suç işlemekle kalmıyor, daha fazla genç insanın ölümüne neden olacak bir çözümsüzlük girdabına tüm ülkeyi sürüklemiş oluyorsunuz.

Şiddet, her defasında daha fazla şiddeti doğuruyor, bölge halkları kendi yurtlarında emperyalist güçlere mahkûm ediliyor.

Halkları birbirine düşman etmek için var gücüyle çalışan tüm kesimleri uyarıyoruz. Esir etme politikasını da, esir edilen savunmasız kişilerin katledilmelerini de kesinlikle kabul etmiyoruz.

Bu halk, daha fazla kan ve gözyaşı istemiyor.

Paylaş: